CHP’li Genç’ten “teğmenler” sorusu: Komutanların olumlu kanaatlerinin olumsuz kanaate dönüştürülmesinin istenmesinin hukuki dayanağı nedir?

“`html

T24 Haber Merkezi

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını kullanan beş teğmen hakkında yürütülen soruşturmaya dikkat çekerek, “olumsuz kanaat” vermeyen komutanlar nedeniyle dosyanın tekrar sınıf okullarına gönderilmesini TBMM gündemine taşıdı. Genç, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e şu soruları yöneltti: “Teğmenler hakkındaki soruşturma sürecinde, sıralı amirlerin olumlu kanaatlerinin neden olumsuz değerlendirilmesinin talep edildiğinin hukuki dayanağı nedir? Bu tür bir talimat, TSK’nın tarafsızlık ve adalet anlayışıyla çelişiyor mu?”

Teğmenlerin dosyası YDK’ya geri gönderildi

Kara Harp Okulu’ndaki 30 Ağustos mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atan ve kılıç çatarak yemin eden beş teğmen hakkında yapılan soruşturma tamamlandıktan sonra dosya, Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) iletilmişti.

Söz konusu teğmenler ile birlikte sıralı amirleri Alay Komutan Vekili, Tabur Komutanı ve Bölük Komutanının da ihracı talep edilmişti. Ancak YDK, bu soruşturma dosyasını yeniden sınıf okullarına geri gönderdi. Teğmenlerin Tabur Komutanı Binbaşı S.İ., herhangi bir olumsuz kanaat sunmamış ve görevden alınmıştı.

Teğmenlerin ihraç işlemlerinin gerçekleşebilmesi için üst komutanlarından olumsuz kanaat almaları gerekiyor; fakat göreve yeni atanan komutanlar 3 ay görev süresini tamamlamadığı için sicil veremiyor. İhracı istenen teğmenler Ebru Eroğlu, İzzet Talip Akarsu, Serhat Gündar, Deniz Demirtaş ve Batuhan Gazi Kılıç ile ilgili olarak, komutanlarının “olumsuz” kanaat yazmadığı iddiaları dolayısıyla YDK’nın dosyayı yeniden sınıf okullarına gönderdiği öne sürülmektedir.

TBMM Milli Savunma Komisyonu üyesi ve CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, bu konuyla ilgili Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in cevaplandırması amacıyla TBMM’ye soru önergesi sundu. Genç, önergesinde şu noktalara değindi:

“Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Cumhuriyetimizin temel değerlerini koruma, laik ve demokratik hukuk devleti ilkelerine sahip çıkma görevini üstlenmiş, ulusumuzun güven kaynağı olmuştur. Bu kutsal görev, TSK’nın tüm mensuplarının yemin törenlerinde ifade ettiği bir bağlanma ve sadakat simgesidir. Kara Harp Okulu mezuniyetinde teğmenlerin birlikte dile getirdikleri ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı da bu bağlılığın en anlamlı ifadesidir.

“‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ifadesi ulusal birliği simgeler”

30 Ağustos Zafer Bayramı gibi önemli bir günde gerçekleşen bu törenden sonra, beş teğmen hakkında başlatılan soruşturma, kamuoyunda derin bir üzüntü ve endişe yaratmıştır. Yemin metni, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel ilkeleriyle uyumludur; ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ifadesi ulusal birliği ifade eden bir anlayışı temsil eder. Bu ifadelerin, disiplin soruşturmasına tabi tutulması, sadece bireylerin değil, Cumhuriyetin kurucu değerlerinin de sorgulanmasına neden olmaktadır.

“Soruşturma, yalnızca teğmenler değil, komutanları da kapsıyor”

Bu soruşturmanın yalnızca teğmenler üzerine değil, onlara olumlu kanaat bildiren komutanlara da genişletilmesi, kurum içinde özgür düşüncenin, liyakatin ve vatan sevgisinin cezalandırıldığı algısını güçlendirmektedir. Yüksek Disiplin Kurulu’nun dosyayı sınıf okullarına geri göndermesi, karar süreçlerinin şeffaf olup olmadığına dair kamuoyunda şüphe yaratmıştır. Özellikle, yeni atanan komutanların olumsuz kanaat yazması beklenirken, bu kişilerin sicil verme yetkisine sahip olmamaları, karar alma süreçlerinin hukuki ve adil olup olmadığını sorgulatmaktadır.

“Askerlerimizin uzaklaştırılması, ülkemizin kimliğine zarar veriyor”

Türk milletinin birliğini simgeleyen bir törende söylenen sözler nedeniyle genç teğmenlerin vatanseverliğinin sorgulanması, ulusal bütünlüğe zarar verebilecek bir durum yaratmaktadır. Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda yürümeye yemin eden askerlerin, bu ifadeleri nedeniyle görevden uzaklaştırılmaya çalışılması, ülkemizin laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti kimliğini zedelemektedir.

“TSK’nın tarafsızlığının korunması, kamu vicdanını güçlendirecektir”

Kamuoyunun bu süreçte adaletli bir yaklaşım beklediği ve bu genç teğmenlerin yanı sıra onlara destek veren komutanların hedef alınmaması için gerekli önlemlerin alınmasını talep etmektedir. Milli değerlerimizin ve TSK’nın tarafsız, liyakata dayalı işleyişinin sağlanması, kamu vicdanını ve milletimizin geleceğe olan güvenini artıracaktır.”

CHP’li Genç, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e yönelttiği sorular şunlardır:

-Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan ve yemin eden beş teğmen hakkında başlatılan soruşturmanın gerekçeleri nelerdir? Bu ifadelerin hangi mevzuata aykırı olduğu düşünülmektedir?

-Teğmenler hakkında yürütülen soruşturma sürecinde, sıralı komutanlarının olumlu kanaatlerinin neden olumsuz kanaate dönüştürülmesinin istendiğinin hukuki dayanağı nedir? Bu tür bir talimat TSK’nın tarafsızlığı ve adalet anlayışıyla bağdaşmaz mı?

-Bu beş teğmenin yanı sıra, olumlu kanaat veren Alay Komutan Vekili ve diğer üst kademe komutanlar hakkında ihraç talebiyle işlem yapılmasının nedeni nedir? Bu kişilerin görevden alınması, TSK içinde hiyerarşi ve adalet anlayışını sarsmaz mı?

-Yeni atanan komutanların, 3 aylık görev süresini doldurmadan “olumsuz kanaat” yazma baskısı altında kaldıkları iddiaları doğru mudur? Bu durum, TSK’nın profesyonel ve hukuki işleyişine zarar vermez mi?

-Mezuniyet töreninde söylenen yemin metni ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ifadesinin disiplin soruşturmasına konu edilmesi, TSK’nın tarihi ve milli değerleriyle ne denli örtüşmektedir?

-Milli Savunma Bakanlığı, kamuoyunda oluşan adaletsizlik algısını gidermek adına hangi adımları atmayı planlamaktadır? Bu soruşturmanın TSK’nın itibarını zedelememesi için hangi önlemler alınacaktır?

“`