Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun doğduğu ve evlendikten sonra hayatının geçtiği Mavi Ev, sanatseverleri ağırlıyor

Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun doğduğu ve evlendikten sonra hayatının geçtiği, bugün müze olarak kullanılan “Mavi Ev” yılda 500 bin sanatseveri, Kahlo’nun hayatı ve resim tarihinde yolculuğa çıkarıyor.

Hastalıkla mücadeleyle dolu özel yaşamı ve politik görüşleriyle tanınan, 20. yüzyılın önde gelen ressamlarından Frida Kahlo, 1954’te 47 yaşında hayata veda etti.

Kahlo, kendisi gibi ressam Diego Rivera ile aşk hayatı, sağlık sorunları, her şeye rağmen sanat hayatına devam etmesiyle dünyada ikonik bir ressam olarak tanınıyor.

Frida Kahlo’nun, mavi duvarları nedeniyle Mavi Ev (La Casa Azul) olarak bilinen evi, bugün müze olarak misafirlerini ağırlıyor.

Başkent Mexico’nun Colonia del Carmen semtindeki, iki katlı, avululu mavi ev, dört bölümden oluşuyor. 1904’te inşa edilen, sonradan restorasyonu yapılan evde, yatak odaları, stüdyo alanı, geniş bir mutfak ve yemek odası bulunuyor.

Kahlo’nun doğduğu, büyüdüğü, eşi Diego Rivera ile yaşadığı evde, Meksika halk sanatını yansıtan ürünler, Kahlo’nun kişisel sanat koleksiyonu, fotoğraflar, kartpostallar ve mektuplar ile ressamlar Jose Maria Velasco Gomez, Paul Klee ve Kahlo’nun kocası Diego Rivera’nın eserleri de yer alıyor.

Diego’nun eşi için yaptırdığı şömine

Evin mavi dış duvarında, “Frida ve Diego bu evde yaşadı, 1929-1954” yazısı ziyaretçileri karşılıyor.

Mozaik taşıyla dekore edilen evin girişindeki vitrinlerde, hatıra, mektup ve fotoğraflar saklanıyor.

Kahlo’nun eşi Diego Rivera’nın kendisine hediye ettiği volkanik taşlardan yapılmış ayaklı şömine de müzenin girişinde yer alıyor. Aynı yerde, Kahlo’nun hasarlı omurgasını desteklemek için giymek zorunda kaldığı korseler de bulunuyor.

On odadan oluşan zemin katta, Kahlo’nun 1934, 1952, 1954 yıllarında yaptığı yağlıboya tablolar yer alıyor. Bu bölüm Frida ve Diego’nun ünlü Meksikalı ve uluslararası ziyaretçileri, arkadaşlarını ağırladıkları oturma odası olarak biliniyor.

Kahlo’nun kişisel eşyaları, hatıraları, otoportreleri, eşi Rivera’nın kendisine adadığı resimlerin bulunduğu müze, ünlü ressamın hastalıklarla geçen hayatından izler taşıyor.

Evin alt katındaki, karo zeminli mutfak ve yemek odasında, mavi ve sarı çini tezgahlar, sarı bir masa ile tümü el yapımı büyük toprak kaplar, tabaklar, mutfak eşyaları, cam eşyalar yer alıyor.

Avlu alanından üst kata çıkan merdiven boşluğunun olduğu yerde, Frida Kahlo’nun ailesine ait resim koleksiyonundan örnekler bulunuyor.

Üst katın halka açık iki odası Frida’nın son yatak odası ve stüdyo alanı olarak ziyaretçileri ağırlıyor. Çalışma bölümü, Kahlo’nun tekerlekli sandalyesi, boyaları, çalışma dosyaları, natürmort eserleri, masa ve sandalyesi ile ziyaretçileri karşılıyor.

Dantelli bir örtünün serili olduğu Kahlo’nun yatağında, sanatçının maskı, yatağın başında ise ölü bir çocuğun resmi yer alıyor. Bu bölümde, bazı kişisel eşyalar, oyuncaklarla dolu büfe ile öldükten sonra yakılan Kahlo’nun bir çömleğe koyulan külleri sergileniyor.

Bahçe, ülkenin zengin bitki örtüsünü yansıtıyor

Kahlo’nun eşi Rivera’nın 1940’larda inşa ettirdiği dördüncü bölümde, Kahlo’nun çocukluk fotoğrafları, korseleri, değnekleri, protez bacağı ile ünlü modacıların Kahlo’nun giyim tarzını yansıttığı ve uluslararası defilelerde sergilediği kıyafetler yer alıyor.

Ayrıca volkanik tüflerden oluşan heykeller bahçeyi süslüyor.

Mexico’nun zengin botanik yapısını yansıttığı evin bahçesinde, ağaçlar, çiçekler ve farklı bitki türleri ziyaretçilerin müzede keyifli vakit geçirmesini sağlıyor.

Ziyaretçilerin girebilmek için kuyruk oluşturduğu ve yılda dünyanın her yerinden yaklaşık 500 bin sanatseverin gezdiği müzede, küçük bir kafe ve hediyelik eşya dükkanı bulunuyor.

Ziyaretçiler bilet için 250 peso ödeyerek müzeyi gezebiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir